Türkistan tarihinde efsanevi bir siyasi kadın lider olarak anılan Kurmancan Datka, Kırgızların tarihinde ”Datka” (general) ünvanı ile şereflendirilen tek kadındır.
Soldan sağa doğru: Fransız oryantalist Paul Pelliot, Kurmancan Datka ve torunu, Fin asker ve devlet adamı Carl Gustaf Emil Mannerheim
Milletinin özgürlüğü ve bütünlüğü için çocuklarını feda etmeyi bile göze alan Kırgızların kadın kahramanı Kurmancan Datka, 1811 yılında günümüzdeki Kırgızistan’ın güneyinde bulunan Oş bölgesine bağlı Oroke köyünde Munguş boyundan Mamıtbay’ın kızı olarak doğdu. Bir yiğit gibi güçlü ve akıllı olarak büyüyen Kurmancan 17 yaşındayken, görücü usulüyle, Cooş boyunun beyi Törökul’un oğlu Kul Seyit ile evlendirildi. Kocası kendisinden epey yaşlı idi. Bu duruma tahammül edemeyen Kurmancan, bir yıl sonra kocasını terk edip, baba evine döndü.
Bu hareketi ile toplumun yazılmamış dini ve geleneksel kanunların bozan Kurmancan, değerlerinden asla taviz vermiyordu. Genç kızın hikayesi ile güzelliği hakkında duyan Alay Kırgızlarının lideri (Bargı boyundan) ve Hokand Hanlığı’nın komutanı Alimbek Datka, 1831 yılında Kurmancan ile evlenmek istediğini bildirir. Ancak o hala Kul Seyit’in nikahlı karısı sayıldığından, ”Datka, siz beni Şeriat kanunlarına göre evlilik bağlarımdan kurtarıncaya dek, Hokand Hanı bile benimle evlenemez.” diye cevap verir. Kurmancan’dan vazgeçmeyen Alımbek Datka onu kocasından boşattırır. 1832 yılında evlenen çiftin 5 erkek ve 2 kız çocukları olur.
Kurmancan ve Devlet İşleri
Kocasına hep destek veren ve aldığı politik kararlarda adeta akıl hocalığı yapan Kurmancan, 1842’de, Alimbek Datka ile beraber Hokand tahtına Şeralı Han’ın getirilmesinin vesilesi ile düzenlenen görkemli bir törene katılır. Kurmancan ziyaret sırasında Payitaht’taki durumu gözlemler ve devlet işlerini gizlice ele almaya karar verir. Böylece, kendi adamlarını Payitaht’a koyarak, kendisi uzak ve dağlık Alay’da siyasi işlerini yürütmeye başlar.
Hanlık’taki tüm durumlardan haberdar olan Kurmancan, Alımbek Datka’yı birkaç kez ölümden kurtarır. Eşinin bu işi için razı olan Alımbek, Kurmancan’a bir kamçı hediye eder. Çift bu kamçıyı haberleşmek için bir iletişim aracı olarak kullanmışlardır. Yani, devlette durumlar kötüye gittiğinde Kurmancan bu kamçıyı kocasına gönderirdi.
Hokand Hanlığı’ndaki yönetimden memnun olmayan Alimbek Datka, 1858 senesinde Kudayar Hanı tahttan indirir ve yerine Han’ın kardeşi Mala Hanı tahta çıkarır. Kendisi ise vezir-i azam olur. Kurmancan, kocası vezir-i azam olmasına rağmen Payitaht’a gitmez. Alay’daki tüm devlet işlerini devam ettirmek için kocasından izin alır.
Ancak Alimbek 1862’de bir suikaste kurban gider. Kurmancan bu olaydan sonra Hokand Hanlığı ile tüm bağlarını koparır ve güneydeki Kırgızların başına geçer.
”Datka” (General) unvanı ile şereflendirilmesi

Kurmancan Datka’nın Alay’daki çadırı
Kocasının ölümünden sonra Kurmancan etrafına “baatır” denilen savaşçı gençleri toplar ve kısa bir sürede binlerce yiğitlerden oluşan bir ordu kurar. Kudayar’ın Hanlığı’nı koruyabilmek için Kurmancan’ın gücüne ihtiyaç duyan Hokand Hanlığı ile Buhara Emirliği onun otoritesini kabul eder. Bu sebeple Hokand Hanı Kudayar Han ile Buhara Emiri Seyyid Muzaffer, Kurmancan’ı Oş’ta ziyaret ederler ve Alımbek Datka’nın yerine evlatlık oğlu ve Oş vilayetinin beyi Carkınbay’ı getirmek istediklerini dile getirirler. Carkınbay bu teklifi kabul etmeyince aday olarak tek Kurmancan kalır. Böylece ”Datka” ünvanı ile şereflendirilen Kurmancan, hanlıktaki tüm devlet işlerinde çok aktif rol almaya başlar. 1865 yılında Kudayar Han’ın tekrar iktidara gelmesinden sonra Kurmancan Datka payitahtta davet edilerek misafir edilir ve oğlu Abdıldabek Oş vilayetinin beyi olarak tayin edilir.
Alay Çariçesi (Dağların Kraliçesi)
O yıllar, Rus İmparatorluğu’nun Türkistan’ı işgal etmeye başladığı dönemdi. Üstelik, Hokand, Hive ve Buhara Hanlıkları arasında da anlaşmazlıklar başlamıştı. Bu durumu fırsat bulan Ruslar 1875’te Hokand Hanlığı’nı kolayca mağlup ederek 1876 yılında hanlığı tamamıyla ele geçirir. Ancak Türkistan’da Rus İmparatorluğu’na henüz geçmeyen bir bölge vardı, o da Kurmancan Datka’nın yönettiği Alay’dı (günümüzdeki Oş bölgesi ve Fergana vadisinin bir kısmı). 1876-1877 yıllarda Alay Kırgızları tüfeklerle silahlanmış Rus askerlerine karşı oldukça direniyordu. Ancak silahlı çatışmalarda çok sayıda askerlerin kaybetmeye başlayan Kurmancan Datka Doğu Türkistan’a geçmek ister. Ancak orada da durumlar karışıktır.
Alay’a geri dönen Kurmancan Datka, Ruslara karşı savaş planları yapılırken bir hainin tüm savaş yöntemini Ruslara deşifre etmesi ile Rus komutanı İonov’a yenilerek esir alınır.
Rus Generalı Skobelev, Kurmancan’a “çarpışmaları durdurması” yönündeki isteğini iletir. Bu noktada, halkını Rus baskınlarından kurtarmak için savaşçı kadın “iç işlerine karışılmaması” şartıyla ”evet”der. Antlaşma görüşmesi Datka’nın teklifi ile Madı köyünde gerçekleşir.
İki taraflı imzalanan antlaşmaya göre Kırgızlar ile Hokand halkı Ruslara teslim olacak; Türkistan halkı fazla vergi ödemeyecek; dini, dili ve kültürüne Rus baskısı yapılmayacak; Rus İmparatorluğu’nun başka ülkeler ile savaşta Türkistan halkı asker olarak alınmayacak idi.
Bir milletin bekası kadar hassas bir meselede tereyağdan kıl çeker gibi Kurmancan Datka’nın verdiği bu mücadele, bugünkü Kırgızistan’ın ve Kırgızların geleceğini tayin etmiştir.

Kurmancan Datka oğlu Asanbek ile. Yardımcısı ise elinde sadece hanedan mensuplarına ait kılıç ve şapkayı tutuyor.
65 yaşlarındaki Kurmancan Datka’nın bilgeliğine hayran kalan Skobelev, ona “Alay Çariçesi” ünvanını vermiştir.
Alay Çariçesi Kurmancan Datka hayatının sonuna kadar, tam 30 yıl güneydeki Kırgızların başında kalarak önemli şehirleri Ruslara değil kendi oğulları Baatırbek (1839-1885), Maamıtbek (1843-1913), Asanbek (1849-1909) ile torunlarına yönettirerek huzurlu bir ortamı sağlamıştır.
Bir ulusun annesi
Kurmancan Datka büyük oğlu Abdıldabek’i 1876 yılında Pamir Dağları’nda kaybederken, şartnameye uymadığı gerekçesi ile Rus hükümeti tarafından yakalanan en küçük oğlu Kamçıbek’i 3 Mart 1895 tarhinde kendi elleri ile darağacına göndermiştir.
Kararlı duruşu, dürüstlüğü ve sabrı kendisine düstur edinen Kurmancan Datka, elindeki güç ile oğlunu kurtarabilecekken onu Kırgız halkının hürriyeti için feda etmiştir. Çünkü Rus askerler Kırgızlar tarafından herhangi bir karşılık geldiğinde savaş çıkmaya hazır durumdaydı.
Bilge kadın o gün Kamçıbek’i kurtaramasa bile, oğulları Mamıtbek, Asanbek ve torunu Mırzapayaz ile birlikte 6 kişinin infaz cezasını sürgün ile değiştirtebilmiştir. Toplam 11 Kırgız beyi aklanmıştır.
Bunun dışında 1898’de Fergana’da büyük bir isyan çıkar ve Ruslar isyancıları Sibirya’ya sürgüne göndermeye başlar. Bir kısmını da hapse atar. Kurmancan Datka 87 yaşına gelmesine rağmen at üstünde Taşkent’e gelir. Türkistan Genel Valiliği’nin Başkanı Verevski ile bizzat buluşup birkaç insanı sürgün ile hapisten kurtarır.
Kurmancan Datka hakkında haberdar olan Rus Çarı II Nikolay, her sene emek parasını çektirmiş ve değerli hediyeler göndermiştir. Datka, o paraları halka dağıtmış ve giyim fabrikası yaptırmıştır.
En son olarak Rus generali Mannerheim, (1944 yılında Finlandiya Cumhurbaşkanı olan Carl Gustaf Emil Mannerheim) 1906 tarihinde Kurmancan Datka’yı yaylada ziyaret ederek birkaç fotoğrafını çekmiştir.

Tarihe ismini ”ilk Müslüman siyasi lider kadın” olarak yazdıran Kurmancan Datka 1 Şubat 1907’de Madı köyünde vefat etmiştir. Türbesi Oş bölgesine bağlı Kiçi-Alay’daki Sarımazar mezarlığındadır.