Türk Destanı ‘Dede Korkut’ UNESCO Dünya Somut Olmayan Kültür Mirası Temsili Listesi’ne oy birliğiyle kabul edildi.
Morityus Cumhuriyeti’nde gerçekleştirilen UNESCO toplantısında alınan bu kararla Türkiye, Kültürel Miras Temsili Listesi’ne 17. unsurunu tescil ettirerek listeye en çok unsur kaydettiren ilk 5 ülke arasındaki yerini korumuş oldu.
Dede Korkut kimdir?
Prof. Dr. Fuat Köprülü‘nün söylediği bir söz vardır: “Bütün Türk edebiyatını terazinin bir gözüne, Dede Korkut’u öbür gözüne koysanız yine Dede Korkut ağır basar.” Türk dili ve edebiyatı için büyük önem arz eden Dede Korkut Kitabı, Oğuzların hikayesini anlatan geçiş dönemi eseridir. Türk dilinin en iyi eserlerinden biri olarak kabul edilir ve yarı mazmun, yarı mensur şekilde yazılmış, tam olarak destan denemese de milli destan niteliğindedir. Bir mukaddime ile başlayan Dede Korkut Kitabı, birbirinden ayrı fakat yan yanayken bütünlük ihtiva eden 12 destan parçasından oluşmaktadır. Üslubu ise yalın, açık ve destan üslubudur. Dede Korkut Kitabının günümüzde biri Dresden diğeri Vatikan’da bulunan iki nüshası vardır.
Dede Korkut, Oğuzların Bayat boyundan olduğu bilinen, gelecekle ilgili bilgiler verip, kopuz çalarak destan söyleyen, adına Korkut Ata da denilen bilge Türk ozanıdır.
Aynı zamanda Dedem Korkut olarak da bilinen bu büyük ozan, gördüğü bir rüyanın etkisiyle kopuzu ilk yapan kişi olarak anılır.
Şimdi bir de eserin mukaddime kısmında Dede Korkut ile ilgili bilgilere bakalım:
“Resul Aleyhisselam zamanına yakın Bayat boyundan Korkut Ata derler bir er ortaya çıktı. Oğuz’un o kişi tam bilicisi idi. Ne derse olurdu. Gaipten türlü haber söylerdi. Hak Taala onun gönlüne ilham ederdi. Korkut Ata söyledi: Ahir zamanda hanlık tekrar Kayıya geçecek. Kimse ellerinden almayacak, ahir zaman olup kıyamet kopuncaya kadar.
Bu dediği Osman neslidir, işte sürüp gidiyor.
Ve daha nice buna benzer söz söyledi.
Korkut Ata Oğuz kavminin müşkülünü hallederdi. Her ne ki buyursa kabul ederlerdi. Sözünü tutup tamam ederlerdi.” Çağının bilge karakteri olan Dede Korkut verdiği öğütler ve akılcı sözlerle günümüze de ışık tutmaktadır.
“Dede Korkut söylemiş: Allah Allah demeyince işler düzelmez, kadir Tanrı vermeyince er zenginleşmez. Ezelden yazılmasa kul başına kaza gelmez, ecel vakti ermeyince kimse ölmez. Ölen adam dirilmez, çıkan can geri gelmez. Bir yiğidin kara dağ yumrusunca malı olsa yığar, toplar, talep eyler, nasibinden fazlasını yiyemez. Gürüldeyip sular taşsa deniz olmaz. Kibirlilik eyleyeni Tanrı sevmez, gönlünü yüce tutan erde devlet olmaz. El oğlunu beslemekle oğul olmaz, büyüyünce bırakır gider, gördüm demez. Kül tepecik olmaz, güveyi oğul olmaz. Kara eşek başına gem vursan katır olmaz, hizmetçiye elbise giydirsen hanım olmaz. Lapa lapa karlar yağsa yaza kalmaz, yapağlı yeşil çimen güze kalmaz. Eski pamuk bez olmaz, eski düşman dost olmaz. Kara koç ata kıymayınca yol alınmaz, kara çelik Öz kılıcı çalmayınca hasım dönmez, er malına kıymayınca adı çıkmaz. Kız anadan görmeyince öğüt almaz, oğul babadan görmeyince sofra çekmez. Oğul babanın yerine yetişenidir, iki gözünün biridir. Devletli oğul olsa ocağının korudur. Oğul da neylesin baba ölüp mal kalmasa. Baba malından ne fayda başta devlet olmasa. Devletsiz şerrinden Allah saklasın hanım sizi!” sözleriyle Dede Korkut, edebiyat tarihinin kıymetli şahsiyetleri arasında yer almaktadır.