Türk Tarihi’nde öyle isimler vardır ki, onlar her anıldığında birşeyler oynar yüreklerde. Sanki kulaklarda atlas cepkenli süvarilerin dört nala sürdüğü atların toynak sesleri duyulur. Kılıçlar kırılır zihinlerde. Naralarla dolar hatıralar. Adeta ölümsüzlük zırhına bürünür o isimler. Aradan kaç yüzyıl, kaç bin yıl geçse de isimleri düşmez dillerden. İşte onlardan biridir Alp Er Tunga. Hem de öyle biridir ki, onun destanını bilen Türk evlatları hâlâ o soruyu sorarlar; Alp Er Tunga öldü mü?
Alp Er Tunga Kimdir?
Özellikle İslâm Öncesi Türk Edebiyatı konusunda Alp Er Tunga Sagusu’nu mutlaka duymuş olmalısınız. Bu büyük kahramanın ölmesi üzerine yazılan ve hâlâ dillerden düşmeyen o yürek yakan ağıdı… Peki kimdir hâlâ yası bitmeyen yiğit? Kimdir o acundan göçen meyyit?
İlkçağ’da hüküm süren Türk boylarından Sakalar’ın (İskitler) Hükümdarlarından birisidir Alp Er Tunga. Hüküm sürdüğü dönemde, Orta Asya’dan Pers diyarlarına kadar nice beldelerde savaşan, bir avuç yiğidiyle kum gibi düşmanları dağıtan, adil yönetimi ve töreye bağlılığıyla halkının gönlüne taht kuran kut sahibidir Alp Er Tunga.
M.Ö 7. yüzyılda yaşadığı düşünülen Büyük Hükümdar, tarihe damga vuran ve yenilmezliğiyle ün salan ilk Türk Hakanı olarak tanınır. Sonrasında gerek Mete Han, gerek Attila, gerek Fatih Sultan Mehmet ve gerek Yavuz Sultan Selim gibi yenilmez hükümdarlar yetiştiren kahramanlık bahçesinin ilk tohumudur Alp Er Tunga.
Yaşadığı dönemde, gerek Orta Asya gerek Anadolu ve gerekse İran (Pers) Bölgesi’nde nice savaşlara giren Alp Er Tunga, kudretini Suriye ve Mısır gibi bölgelere kadar uzatmış, Türk’ün adalet ve azametini Asya’dan Afrika’ya taşımış ve kahramanlığıyla milli hafızanın unutulmaz figürlerinden birisi olmuştur.
Alp Er Tunga’nın İzini Sürenler

Özellikle devasa Pers İmparatorluğu’nu bile dize getiren Alp Er Tunga, gerek Orhun Yazıtları’nda tasvir edilen yuğ töreniyle gerekse İranlı Şair Firdevsi’nin Şehnâme adlı eserindeki Afrasiyab ismiyle kendisine yer bulmuştur. Dahası Yusuf Has Hacip, Kutadgu Bilig’inde ondan dünyanın en adaletli ve şanlı hükümdarlarından biri olarak bahsetmiştir.
Dolayısıyla Alr Er Tunga’nın ismi adeta bir efsane olarak nesilden nesile aktarılmış ve yaklaşık 3 bin yıldır ismi unutulmamıştır. Belki de bu büyük hükümdarın asla unutulmamasının arkasında ölüm şekli vardır. Zira İran üzerine bir avuç yiğidiyle yürüyen Alp Er Tunga, düşmanlarını adeta ezip geçmiş ancak sonrasında bir pusuya yenik düşüp, önce ordusunu en sonunda da canını yitirmiştir.
Onunla er meydanında yüz yüze hesaplaşamayan hasımları, kalleşçe bir tuzakla onu öldürmüşlerdir. İskitler bir türlü bu büyük kahramanın ölümünü kabullenememişler, o dağ gibi cüsseli, aslan gibi yırtıcı ve fil gibi güçlü yiğidin öldüğüne inanamamışlardır. İşte bu yüzden binlerce yıldır o sözler yakar nice Türk’ün yüreğini:
Alp Er Tunga öldi mü? (Alp Er Tunga öldü mü)
İsiz acun kaldı mu? (Kötü dünya kaldı mı)
Ödlek öçin aldı mu? (Felek öcünü aldı mı)
Emdi yürek yırtılır. (Şimdi yürek yırtılır)