Çuvaş Türklerinin kökenlerine dair en fazla kabul gören teori, atalarının Ota Asya’dan Uralların batısına ve İdil boylarına göçle geldikleri, buradaki yerli halklarla kaynaştıkları yönündedir.
Çuvaşlar, Suvarların öncülleri Sabirler ile Bulgarların öncülleri Ogur kavimleri olduğunu sıkça dile getiriyorlar. Bu her iki kavim de Orta Asya kökenli Türk topluluklarıdır. Bazı bilim adamları Çuvaşların atalarının bölgeye MÖ X. yüzyılda geldiklerini belirtirken bazıları da öncüllerin Hun konfederasyonu içerisinde yer aldıklarını savunuyorlar. Bu durumda ataların Kıpçak düzlüklerine gelişleri en geç milattan sonra V. yüzyıl olarak tespit edilmektedir. Çuvaşların kökenini özellikle Hunlar üzerinden açıklamaya çalışan araştırmacılar kadar, onları yerli kavimler Fin-Ugor halkları ile daha yakın gören tarihçiler de bulunmaktadır.
Kadim geçmişleri hakkında bu denli farklı görüşler olmasına rağmen yakın tarihlerindeki kronolojide sorun bulunmuyor. Çünkü Çuvaşların bir Türk kavmi olduğu bilinen ön Bulgarlar ile yakın akrabalıkları artık bilimsel çevrelerce de kabul edilmektedir. Milattan sonra IX. yüzyılın sonlarında İdil’in kıyısındaki Bulgarı başkent seçen ve İdil Bulgarları olarak anılan topluluk Moğol istilasıyla dağılmış, bazı gruplar kuzeye çıkarak Çuvaş kültürünü geliştirmişlerdir. Çuvaş araştırmacılar yakın tarihli kökenlerinin İdil Bulgar Hanlığının ikinci büyük yerleşimi olan Suvar kentine dayandığı görüşünü savunurlar. Çuvaş adının da Suvar’dan dönüştüğü tahmin edilmektedir. Kuzeyde inşa edilen yeni kente ise Veda-Suvar adı verilmiş. Bu kentin günümüzde nerede olduğuna dair herhangi bir bilgi bulunmuyor. Ama bazı tarihçiler Çiboksari’nin altında bu kente ait kalıntıların olduğunu inanmaktadırlar.
Çuvaş tarihi alanında en popüler tarihçi olan Prof. Yegorov Nikolay Ivanovic, bilimsel araştırmaların Çuvaşların atalarının Türklerden olduğunu ve onların Orta Asya’dan geldiklerini açıkça ortaya koyduğunu belirtir. Ayrıca Çuvaşçanın Türk dilleri arasında yer aldığını da söyler. Ivanovic’e göre Türkiye Türkçesine uzak ve anlaşılmaz gelen bu lehçe aslında ortak atalarımızın konuştuğu dildir. Çuvaşçayı şekillendirenler ise Altayların güneybatısında yaşayan Oğuzlar’dır.
Milattan önce 1000 yılında bu kavim ikiye ayrılmıştı. Bir kısım Oğuzların Hint Avrupa grubundaki dilleri kullananlarla ilişkileri nedeniyle lehçeleri ‘R’ ve ‘L’ harfi değişimi görmüştü. Bu Oğuz kavimleri zaman içinde Ogur Türkleri olarak bilinmeye başladılar. Atalarının Oğuz’dan Ogur’a dönüşmesine neden olanın da lehçedeki dönüşüm olduğunu Prof. Ivanovic’ten öğreniyoruz.