Ege Bölgesinde pek çok kasaba ve ilçede mübadele sonucu yerleşen Giritlilerle karşılaşılır. Fakat öyle bir yer var ki buraya Giritliler nasıl geldi? Neden burada yaşıyorlar demekten kendinizi alamazsınız.
Mersin’in Tarsus ilçesine bağlı İhsaniye köyü. Tarım arazileri olmayan bir dağ köyü. Dışarıdan bakıldığında diğer köylerden pek bir farkı bulunmayan İhsaniye’ye girildiğinde farklı bir atmosferle karşılaşılıyor. Girit yaşamlarından kalan ne varsa sürdürmeye çalışan kültürlü, birbirlerine bağlı bir köy. Orada kullandıkları ve Giritçe olarak adlandırdıkları Yunanca’nın Girit ağzını konuşuyorlar. Türkçeleri de gayet düzgün ama geldikleri yeri unutmamak için oranın dilini kullanmayı da sürdürüyorlar.

Koyun kursağından elde edilen maya ile peynir yapmayı önceki nesillerden öğrenen İhsaniyeliler peynir gibi pek çok nesne üzerinden kültürlerine sahip çıkmaktalar. 1897 harbi sonrasında Osmanlılardan Yunanlılara geçen Girit Adası, eski sakinleri için artık yurt olmaktan çıkmıştır. Adada yaşayan Türk halk gemilere bindirilerek Türkiye’ye gönderilir. Zorunlu göç esnasında aileler parçalanır. Birçoğu bu gemilere binemez ya da bindirilmez. Türkiye’ye yaklaşan gemiler aslında birçok acıyı da taşırlar. Girit adasında gelenlerin bir kısmı geçici olarak Tarsus’a yerleştirilir. Sultan Abdülhamit tarafından 1902 yılında köyde yeni evler yaptırılır. Padişahın ihsanını yad etmek için köyün adı İhsaniye konulur. O dönem yapılan evlerin kapı üstünde yer alan kilit taşlarına “Padişahım çok yaşa” yazılmış. Simetrik olarak hilal ve yıldızın bulunduğu bu kilit taşlarından sadece bir tanesi günümüze ulaşmıştır.

Girit’ten göç esnasında çok acı çeken halk yerleştirildikleri yerde de ilk başlarda benimsenmeyip dışlandıklarından dolayı acı çekmeye devam etmişler. İlk başlarda Türkçe konuşamamaları büyük sorun oluşturmuş. Köye ilk yerleşenler gelir gelmez boş arazileri bağa çevirirler. Zeytin ağacı dikerek keçi besleyerek geçim kaynağı oluşturmaya çalışmışlar. Kabul görmeme ve dışlanma endişesi ile kaybolmak üzere olan kültürlerine bile sahip çıkmaya çekinmişler. Girit’te çok zengin bir hayat sürmekte iken göç yolculuğunda yakınlarını kaybeden, vardıkları yerde de yoksullukla tanışanlar olmuş. Dürüstlük ve vatanseverlik Girit Türklerinin öncelik verdiği değerlerdir. Dil farklılığından dolayı çevrelerindeki insanların onları yadırgaması bitmez tükenmez bir hal aldığından acıları derinleşmiş. Son dönemde artık Giritli olduklarını ön plana çıkarmaya başlayınca kültürlerini tanıtmak için kolları sıvamışlar. Oldukça misafirperver olan Girit’in çocukları ziyaret etmek isteyenlere kapılarını her zaman açık tutuyorlar.