Karagöz ve Hacivat’ın gerçekten yaşayıp yaşamadığı, yaşadıysa nerede ve nasıl yaşadığı kesin olarak bilinmemektedir. Anlatılanlar rivayetlere dayanır. Zira gerçekten yaşamış olsalar dahi büyük bir ihtimalle yaşadıkları kabul edilen dönemde tarih kitaplarına girecek kadar önemli görülmemişlerdir. Halk bilimciler Karagözün bazı oyunlarda Çingene olduğunu kendi ağzıyla ifade etmesi, Bulgar gaydası çalması ve Evliya Çelebi’nin tanıklığına dayanarak Bizans İmparatoru Konstantin’in Çingene seyisi Sofyozlu Bali Çelebi olduğunu ileri sürmektedir.
Bir diğer rivayette Hacı İvaz Ağa ya da halka mal olan adıyla Hacivat ve Trakya’da bulunan Samakol Köyü’nden demirci ustası Karagöz, Orhan Gazi devrinde Bursa’da yaşamış ve cami yapımında çalışan iki işçi oldukları anlatılır. Kendileri çalışmadıkları gibi diğer işçilerin de çalışmasını engellemektedirler. Orhan Gazi’nin ‘cami vaktinde bitmez ise kelleni alırım’ dediği cami mimarı, caminin vaktinde bitmemesine Karagöz ve Hacivat’ın sebep olduğunu söyler. Bunun üzerine bu ikili başları kesilerek idam edilir. Karagöz ve Hacivat’ı çok seven ve ölümlerine çok üzülen Şeyh Küşteri, ölümlerinin ardından ikilinin kuklalarını yaparak perde arkasından oynatmaya başlar. Bu sayede Karagöz ve Hacivat tanınmaya başlar.
Başka bir rivayette ise Eşrefoğlu Süleyman’ın beyliğinde yaşayan Hacivat adında bir adam beye elçilik ettiği söylenir. Hayatı krallıklar, beylikler arasında haber taşımakla geçen Hacivat, Gittiği yerlerde pek rahat durmaz, fırsat buldukça hatunlarla gönül eğlendirirmiş. Yine bir gün Eşrefoğlu’nun en has adamı Kadı Pervane’nin muhitinde eğlenirken beklemediği bir şey olmuş. Kadı Pervane oraya doğru gelmekteymiş. Haberi duyan Hacivat aceleyle toparlanmaya başlamış. Az sonra uyduracağı yalan da inandırıcı olsun diye kimse görmeden üzerine bir kase yoğurdu döküvermiş. Derken Pervane yardımcısı çoban efendi ve bir Arap köle ile odaya girmiş. Hacivat ne dediyse Pervane’yi ikna edememiş. Onu cezalandırmak isteyen Pervanenin elinden kurtulamamış.
Rivayetlerin hangisi doğrudur bilinmez ama Karagöz ve Hacivat yüzyıllardır farklı eğlencelerde yerini almış, kültürümüzde de derin izler bırakmıştır. Onlara atfedilen ‘sürçü lisan ettiysek affola’ sözleriyle biten oyunları onların ince ruhlu insanlar olduğunu belleklere kazıdığı için hep hayırla yad edileceklerdir.