Türkiye’nin herhangi bir yerinde deprem olduğunda akla ilk gelen kurum Kandilli Rasathanesi olur, Fakat kurucusu olan astronom ve gökbilimcimiz Mehmet Fatin Gökmen hakkında pek malumat sahibi olduğumuz söylenemez. Bundan hareketle kendisini tanıtmak Türk bilim dünyası için bir sorumluluğun ifadesi olsa gerek. Kendisi aynı zamanda Türk Takvimi hakkında yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Kurucu müdürü olduğu gözlemevi olan İstanbul’daki Rasathane-i Amire aslında Fransız hükümetinin önerileriyle kurulmuştur. Fatin Gökmen ise rasathanenin ilk müdürü olup, rasathane yeri için İcadiye Tepesi’ni uygun bulmuştur. Zamanın Eğitim Bakanlığı olan Maarif Nazırlığı kendisine 500 Altın Lira tahsis etmiş olup, derhal binanın inşaatı çalışmalarını başlatmıştır. Gökmen Fransız Meteoroloji Birliği Müdürlüğü ile irtibata geçip 1. sınıf meteoroloji binası için alet siparişi vermiştir. 1909 yılında patlak veren 31 Mart olaylarında bina ve aletler zarar görmüş, ancak takvimler 1911 yılını gösterdiğinde sistematik ve sürekli meteorolojik ölçümler başlamıştır.
Rasathane’nin kurucusu olan astronom – gökbilimcimiz Gökmen, 1877 yılında Antalya-Akseki’de doğdu. İlköğrenimini Akseki ve Alanya’da, ortaöğrenimini İzmir-Bayındır’da yaptıktan sonra medrese hazırlık sınıfını ünlü İstanbul Fatih Medreseleri’ne tamamlamıştır. Ardından Sultan Selim Muvakkithanesi’nde başmüneccim Hüseyin Hilmi Efendi’nin yanında astronomiye merak salmış, dönemin Riyaziye Medresesi adlı Matematik Bilimleri Fakültesi’ne girmiş ve birincilikle bitirmiştir. Kandilli Rasathanesinin faaliyete geçmesi ve 1923’te Cumhuriyetin ilanıyla rasathanenin İstanbul Üniversitesi’ne (Darülfünun) geçmesi hakkında teklif hazırlanmış ancak Gökmen, buna karşı çıkmıştır. Bunun üzerine Tarım ve Bayındırlık Bakanlıkları kendilerine müstakil rasathaneler yaptırmışlardır.

Yaklaşık 15 yıllık bir uğraşının sonucu olarak 1932 yılında ünlü Alman Zeiss firmasına 20 cm açıklıklı dürbün sipariş etmiş ve güneş lekeleri incelenmeye başlanmıştır. Buradan elde ettiği bulguları yazma ve basma eserlerden oluşan bir kitaplıkta sergilemiş ve bu kütüphaneyi Süleymaniye Kitaplığı’na hediye etmiştir. Çalışmaları arasında;
- • Türk Takvimi – 1936
- • 19 Haziran 1936 – Küsuf-i Küllisi – 1936
- • Eski Hitay Takvimi – 1936
- • Eski Türklerde Heyet ve Takvim – 1937
- • Rubu Tahtası, Nazariyatı ve Tersimi – 1948
bulunmaktadır. Çalışmaları hakkında İstanbul Üniversitesi’nde bir süre ders verse de 1933’teki üniversite reformu çalışmaları kapsamında bundan vazgeçmek durumunda kalmıştır. Zira kendisi öğretim üyesi değil, medrese kökenli bir bilim insanı idi. Bu durum, onu bilimsel çalışmalara yoğunlaşmaya sevk etmiştir. 1943’te emekli olmuş, 1943-1950 yılları arasında Konya Milletvekilliği yapmıştır. 1955’te İstanbul’da vefat eden Gökmen’in anısına 1973 yılında TÜBİTAK Hizmet ödüllüğü layık görülmüştür. Oğlu Tarık Gökmen, kendisi gibi astronom olmayı seçmiştir.