Divan-ı Lügat-it Türk adlı ilk sözlük çalışmasını ve bu çalışmanın yazarı olan Kaşgarlı Mahmud’u mutlaka duymuş olmalısınız. Özellikle İlk Müslüman Türk eserleri anlatılırken mutlaka değinilen bu eşsiz çalışma, Orta Asya’da İslâmiyet’i kabul eden ilk Türk Devleti olan Karahanlılar’ın aynı zamanda ne kadar milliyetçi bir yapıya sahip olduklarının da kanıtıdır.
Kaşgarlı Mahmut
Daha evvel ele aldığımız Talas Savaşı’ndan sonra Müslüman olan Karluk Türkleri’nin kurduğu Karahanlılar, Uygur Bölgesi olan Karabalsagun’da hüküm sürmüş, Orta Asya dışına pek yayılmamış, bu yüzden de etkileşime kapalı kaldığı için milli kimliğini çok daha büyük ölçüde korumuştur.
Büyük Türk Hükümdarı Satuk Buğra Han döneminde İslâm’ı seçen Karahanlılar, İslâmiyet’i kabul etmekle birlikte Arap kültüründen pek etkilenmemişler ve Türkçe’yi resmi dil ilan ederek diğer Müslüman Türk Devletleri’nden ayrılmışlardır.
İslâmiyetin kabulüyle birlikte medreseler açan, dünyada ilk kez burs sistemini uygulayan, ribat adlı kervansaraylarla İpek Yolu ticaretini canlandırmak isteyen Karahanlılar, ayrıca ilk Türk-İslâm eserlerini ortaya koymuşlardır ki Divan-ı Lügat-it Türk de işte bunlardan biridir.
Divan-ı Lügat-it Türk Neden Yazıldı?
İlk Türkçe-Arapça sözlük olan bu eserin müellifi Kaşgarlı Mahmud, eserin yazılış amacını “Araplara Türkçe öğretmek ve Türkçe’nin Arapça’dan daha zengin bir dil olduğunu ispatlamak” şeklinde açıklamıştır. Dolayısıyla bu sözlüğün yazılış amacı bile Kaşgarlı Mahmut özelinde Karahanlılar’ın ne kadar milliyetçi bir profile sahip olduklarının kanıtıdır.
Dahası, Kaşgarlı Mahmut bu eserin önsözünde Türk Milleti’ni öyle bir tanımlamış, öyle bir tarif ve tasvir etmiştir ki, başka hiçbir kanıta sebep bırakmaksızın Karahanlı Milliyetçiliği’ni dost-düşman herkesin gözüne sokmuştur.

Peki Divan-ı Lügat-it Türk’ün Önsözünde Ne Yazmaktadır?
Divan-ı Lügat-it Türk’ün ön sözünde Kaşgarlı Mahmut aynen şu cümleleri kullanmıştır; “Tanrı’nın devlet güneşini Türk burçlarından doğurmuş olduğunu ve Türkler’in ülkesi üzerinde göklerin bütün dairelerini döndürmüş olduğunu gördüm. Tanrı onlara Türk adını verdi ve yeryüzüne hâkim kıldı. Cihan hükümdarları Türk Soyu’ndan çıktı. Dünya milletlerinin yuları Türkler’in eline verildi.
Türkler, Tanrı tarafından bütün kavimlere üstün kılındı. Haktan ayrılmayan Türkler, Tanrı tarafından hak üzere kuvvetlendirildi. Türkler ile birlikte olan kavimler aziz oldu. Böyle kavimler, Türkler tarafından her arzularına eriştirildi. Türkler, himayelerine aldıkları milletleri kötülerin şerrinden korudular. Cihan hâkimi olan Türkler’e herkes muhtaçtır. Onlara derdini dinletmek, bu suretle her türlü arzuya nail olabilmek için Türkçe öğrenmek gerekir.”