Kıbrıs Barış Harekatı şüphesiz yakın tarihimizin en önemli olaylarından biridir. Türk halkının birbirine sıkıca kenetlendiği zor şartlar altında kazanılan zaferin bugün 45. yıl dönümü.
Türkiye, Kıbrıs halkını özgürlük, barış ve refaha kavuşturmak amacıyla 45 yıl önce Kıbrıs Barış Harekatı‘nı gerçekleştirdi.
1973 yılında yapılan seçimlerinde birinci olarak Bülent Ecevit çıkmıştı fakat milletvekili sayısı tek başına iktidar olmaya yetmiyordu. Bülent Ecevit, Milli Selamet Partisi’nin lideri Necmettin Erbakan ile görüşerek koalisyon kurdu. Birbirine zıt görüşteki iki parti Kıbrıs sorununda bir araya geldi.

Kıbrıs’ta 15 Temmuz 1974 yılında, EOKA lideri Nikos Sampson Yunanistan desteği ile II. Makarios’u devirdi. Böylece Rumlar “Enosis” yani Kıbrıs’ın Yunanistan’a bağlanması için ilk adımı atmışlardı.
Türkiye Kıbrıs’ın egemenliğine ve toprak bütünlüğüne karşı yapılan bu saldırının önlenmesi harekete geçti. Önce diplomatik yollardan işgali önlemeye çalıştı.
1960 yılında imzalanan Garanti Antlaşması’na göre Kıbrıs’ın garantörlerinden biri olan Türkiye’nin Başbakanı Bülent Ecevit, Kıbrıs sorununu görüşmek üzere İngiltere’ye gitti. Toplantıya garantörlerden biri olan Yunanistan’da çağrılmıştı fakat Kıbrıs’taki cuntacılarla anlaşan Yunanistan görüşmeye katılmadı.
Diplomatik girişimlerin sonuçsuz kalmasıyla, Türkiye askeri harekatı devreye soktu. Başbakan Yardımcısı Necmettin Erbakan, Milli Güvenlik Kurulunu topladı ve harekat planı yapıldı. Toplantıdan sonra şu açıklama yapıldı.
“Bu bir Yunan müdahalesidir. Adadaki anayasal düzen yıkılmış, gayri meşru bir askeri yönetim kurulmuştur. Türkiye bunu antlaşmanın ve garantilerin ihlali saymaktadır.”
Kod adı: Attila Harekâtı
20 Temmuz’un sabah saatlerinde Türk askerleri Kıbrıs’a çıkartma yaptı. Adada Rumların zulmüne uğrayan Türk halkı askerleri sevinç ve gözyaşı içinde karşıladı.
Bülent Ecevit harekatın başladığı dünyaya şu sözlerle duyurdu.
“Biz aslında savaş için değil, barış için, ve yalnız Türklere değil, Rumlara da barış getirmek için Ada’ya gidiyoruz. Türkiye’nin Kıbrıs’ta barış, kardeşlik ve özgürlük için giriştiği harekat, bu sabah erken saatlerde başlamıştır…“
Havadan paraşütle Lefkoşa’ya indirme yapan askerler, Beşparmak Dağlarını aşarak Girne’ye çıkartma falan askerlerle buluşacaklardı. Türk askerleri Beşparmak Dağlarında Rumların saldırısına uğradı. Saldırılar askerlerin ilerleme hızını yavaşlatıyordu. Havanın kararması ile hava ve deniz desteği kesildi. Eğer mehmetçik gün doğana kadar direnebilirse harekat başarıya ulaşacaktı.
Türk milleti en uzun gecelerinden birini yaşadı. Adadaki askerlerden haber alınamıyordu. Gün doğumu ile beraber Türk jetleri yeniden kıbrıs semalarında görünmeye başladı. Gece boyunca başarı ile direnen askerlerimizin çabası ile hava kara ve denizden yürütülen harekat ile Rum işgalciler kısa sürede kontrol altına alındı.
Rumlar kontrol altına alınmıştı fakat çevreye dağılan Rum çeteleri Türk köylerine zarar veriyordu. Bunun için harekatın devam etmesi gerekiyordu.
Cenevre Deklarasyonu
Kıbrıs’ta bunlar yaşanırken Cenevre’de Türk yetkililerine harekatın bitirilmesi için baskı yapılıyordu. Türkiye adadaki Türklerin güvenliğini sağlamak istiyordu fakat Yunanistan’ın asıl amacı Türkleri tamamen adadan çıkarmaktı.

Görüşmelerden bir sonuç çıkamayacağını anlayan dönemin Dışişleri Bakanı Turan Güneş, Ankara’yı aradı ve o tarihi cümleyi kurdu: “Ayşe tatile çıksın.”
II. Harekat
Türk birlikleri 14 Ağustos’ta başkent Lefkoşa’ya, 15 Ağustos’ta Lefke ve Mağusa’ya girdi. Böylece Türk tarafının sınırları çizilmiş oldu. Harekat boyunca Türk ordusu 498 şehit verdi. 350’ye yakın Kıbrıs Türk’ü öldü.
Farklı siyasi görüş ve eğilimlere sahip bütün Türk halkını bir araya toplayan bu harekat zaferle sonuçlandı.

Siyasi baskı ve ambargolara karşı geri durmayan Türkiye, Kıbrıs’ta barış ve huzuru yeniden sağladı.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin Kuruluşu
Kıbrıs Barış Harekatı sonucunda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kuruldu. 1975 yılında Rauf Denktaş, K.K.T.C’nin ilk Cumhurbaşkanı seçildi. Denktaş 2005 yılına kadar art arda görevine tekrar seçildi. 2005 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ise aday olmadı. 13 Ocak 2012’de 88 yaşında hayata veda etti.
