“Harf inkılâbı” veya “yazı inkılâbı” diye adlandırdığımız bu inkılâp, Arap alfabesi yerine Lâtin alfabesi temelindeki millî bir Türk alfabesini geçerli kılan bir değişimin ifadesidir.
Harf inkılâbı, niteliği bakımından basit bir yazı değişiminden ibaret değildir. Bu inkılâbın sosyal yaşamımızda, dil ve kültür tarihimizde önemli bir yeri vardır.
Okur yazarlığı kolaylaştırmak yolunda daha Sultan Aziz zamanında Münif Paşa, Hükümdara yazı konusunda bir dilekçe sunmuş, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Enver Paşa “bitişik harfli yazı” yerine “ayrık harfli” yazıyı askerler için kabul ederek, orduda okur yazarlığı yaygınlaştırmak istemiştir. Ancak 1923 İzmir İktisat Kongresi’nde harflerin değiştirilmesi yolunda ortaya atılan teklif ise Kongre Başkanı Kâzım Karabekir Paşa tarafından görüşme dışı bırakılmıştır.
Dil Encümeni’nin aktif üyelerinden Ahmet Cevat Emre’nin “İki Neslin Tarihi” eserinde anlattığı Hüseyin Cahit Yalçın’ın “Halife kalmalıdır. Fakat siz ki bu kadar inkılâpların yaratıcısınız, millete Latin harflerini kabul ettiriniz” sözlerine karşılık Atatürk bu sırayı tersine çevirmiş, 1924’de Hilafeti kaldırdıktan sonra, 1928’de Harf İnkılâbını gerçekleştirmiştir.
Gazi “Türk Harfleri” konusunda harekete geçmiş, 8 Ocak 1928’de Mahmut Esat Ankara Türk Ocağında, Türk Harfleri hakkında bir konferans verirken, 8 Şubat 1928’de İstanbul’da Türkçe hutbe okunmuş, 24 Mayıs 1928’de de Latin rakamları “Türk rakamları” olarak kabul edilmiştir. 28 Haziran’da ise Harf Devrimi için “Dil Encümeni” oluşturulmuştur.
Mustafa Kemal Atatürk 9 Ağustos 1928’de Sarayburnu’ndaki Halk Gazinosu’nda şu söylevini verdi; “Yeni Türk harflerini çabuk öğrenmelidir. Bunu vatanperverlik ve milliyetperverlik vazifesi biliniz. Yeni Türk harflerini her vatandaşa, kadına, erkeğe, hamala, sandalcıya öğretiniz. Bu vazifeyi yaparken düşününüz ki, bir milletin %10’u, %20’si okuma yazma bilir, %80’i bilmezse bu ayıptır…”
Atatürk’ün 13 Eylül’de İsmet Paşa’nın seçim bölgesi olan Malatya’da yeni harfler hakkında konuştuğunu ve Malatya’ya yola çıkarken; “Bir öğretmen olarak yola çıkıyorum” dediğini görüyoruz.
Eylül’de Maarif Bakanlığı’nda müsteşarlar toplanarak yeni harflerin uygulanması konusunda konuşmalar yaparken, 29 Eylül’de “Yeni Harfler Marşı” bestelendi. Bu marşın sözleri, mısraları yeni alfabenin harf sırası ile metne alınarak düzenlenmiş ve marş Osman Zeki tarafından bestelenmiştir.
Nihayet 31 Ekim’de Halk Fırkası’nın da yeni harfler üzerinde toplanarak karara vardığını, 1 Kasım 1928’de, Meclisin yıllık toplantısının açış nutkunda Mustafa Kemal’in konuyu şu sözlerle özetlediğini görülür:
“Büyük Türk Milletine, onun bütün emeklerini kısır yapan çorak yol dışında, kolay bir okuma yazma anahtarı vermek lâzımdır.”
1 Kasım 1928 tarih ve 1353 Sayılı Kanun olarak oy birliği ile kabul edilerek, 3 Kasım’da Resmi Gazetede yayımlanmıştır.